12 Ekim 2019 Cumartesi

Çanıllı Macerası

     Bugün saat 10:00 da uyandım ve kahvaltı yapmak için mutfağa yöneldim, İrem kahvaltıda hamur kızartması yapmış bugün. Genellikle ben tam uyandığımda kahvaltı hazırlanmış oluyor, bunu nasıl denk getiriyoruz ben de tam olarak anlamıyorum ama tam saatinde uyanıyorum sanırım.
     Dükkana geldiğim de karanlık bir hava vardı, bulutlar sanki güneşi kıskanıyor yeryüzüne hiç bir ışın tanesi göndermiyorlardı. Havanın bu kadar kapalı olmasına rağmen hiç rüzgar yoktu, rüzgarın olmaması benim aklıma hemen Çanıllı barajını getirdi, tanımlayacak olursam Sincan'a en yakın olan kamp için, balık tutmak için, temiz havanın tadını çıkarmak için yani hayatın hızlı akışından bir anlık uzaklaşmak için gidilebilecek en iyi yerlerden bir tanesidir. Çalışanlarım olan Furkan ve Nurettin'e gidip bugün kendime tatil yazdım deyip, Çanıllı'nın yolunu tuttum.
     Eskiden de hep tek başıma buraya geldiğim için, yalnız olarak kafa dinlemeye gitmek benim için yapılmayacak bir şey değil, burada bulunan balıklar turna, levrek, sazan olduğu için, baraja gelmeden önce av bayiine uğrayıp canlı balık almam gerekiyor, canlı balıklar hamsi büyüklüğünde olduğu için turna balığının yediği önemli yemlerden bir tanesi. Aslında önemli olan burada balık tutmak da değil, sadece bu hayat hızını yavaşlatmak için yaptığım aktivitelerden bir tanesi.
     Tam sandalyeme oturdum doğal ateşte, kara çaydanlıkta demlenmiş çayımı yudumlarken, ufuk çizgisi doğrultusunda dağın eteklerinden bana doğru gelen bir araba gördüm, hemen aklımdan bir kaç isim geçti gelebilecek kişiler hakkında ama neden burada olsunlar ki diye de düşündüm. Biraz daha yaklaşınca gelenin Mehmet olduğunu anladım, dükkana gitmiş beni göremeyince Furkan'a sormuş ve burada olduğumu öğrenip hiç aramadan gelmiş, aslında gelmesi beni mutlu etti çünkü bu kadar yolu samimiyete dayanıp gelen bir arkadaşının olması insanı sevindiriyor.
     Gelmeden markete uğramış gece geç gideriz düşüncesiyle, yiyecek malzemeler almış ve Sincan Kereste broşürlerini yaptırdığını gösterip, bu da benden sana hediye diyerek önüme koydu, ne zamandır bu broşürleri yaptıralım diye düşünüyorduk ama yapmak nasip olmamıştı, kardeşim Mehmet sağolsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder